Global Tedarik Zinciri dünyasında LEAGILE Hybrid stratejisi gün geçtikçe sıkça adını duyacağımız bir hal alıyor. Bizler ise, bu stratejinin bileşenlerini ayrı ayrı tanıyoruz ve iş akış süreçlerimizde bu bileşenleri uygulama yolunda çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu sebeple, bu yazımda bu iki düşüncenin bileşimi olan hibrit strateji Leagile stratejisini ele alacağım.

Sizlere ilk olarak yalın düşünceden daha sonra çevik düşünceden ve son olarak da bu iki düşüncenin kombinasyonu olan Yalın-Çevik hibrit stratejisinden bahsedeceğim.

Bileşenlerden ilki olan yalın düşüncenin temelinde; yaratılan değerin son tüketiciye kadar kesintisiz bir şekilde ulaştırılması bulunur. Yaratılan değeri koruyabilmek adına, süreçlerden israf kavramının çıkarılması amaçlanır. Başarılı olabilmesi için ise, ürünün üretim, depolama, taşıma ve tüketimine kadar olan tüm süreçlerinde yer alan hata, fazla stok, bekleme, yanlış rota seçimi gibi hususların engellenmesi gerekmektedir. Bu düşüncenin pratiğe geçirilmesi maliyetlerin düşürülmesine, servis seviyesinin iyileşmesine, müşteri memnuniyetinin artmasına ve nihayetinde firma kârlılığının artırılmasına doğrudan katkı sağlamaktadır.

İkinci bileşen ise, çevik düşüncedir. Çeviklik, belirsiz bir durumun olduğu ortamda dahi hızlı karşılık/yanıt verebilme yetkinliğinin gelişmiş olması olarak tanımlanmaktadır. Çevik olmanın temelinde, değişime hızlı karşılık verebilme, kendi kendine organize olabilme, çapraz fonksiyonlu takımlar oluşturabilme, her işi kaliteli teslim edebilme, değer üretme odaklı olabilme ve son olarak şeffaf olabilme bulunmaktadır. Çeviklik yeteneği sürekli pratik ile kazanılabilen ve devam eden bir beceri, yaklaşım ve kültürdür.

Bu düşüncelerin birleşimi hibrit strateji olan Leagile kavramının hayatımıza neler katabileceğine dair olan yorumlarımı size aktarmadan önce, birlikte Leagile stratejisini tanıyalım. Leagile; en uygun maliyeti baz olarak esneklik ve rekabet gücü elde etmeyi amaçlamaktadır. Aslında yalın ve çeviklik kavramının paradigmaları belirgin bir şekilde farklı kavramlar olmalarına rağmen, eğer doğru kurgulanmış bir tedarik zinciri ile entegre edilirse amaca hizmet edebilir.

Leagile stratejisinde, hammadde ve ürün bileşenlerinin belirsizliğinin nispeten düşük olması sebebiyle tedarik kısmından ayrılma noktasında değer yaratmayan faaliyetler yüksek oranda elenerek yalınlaştırılır. Tabi yalınlığınderecesi ürüne veya hizmet verdiğiniz sektöre göre değişebilmektedir. Yalınlaşma düşüncesi uygulamaya alındıktan sonra, şirketler talep tahminleri, risk ve müşteri talebi analizleri oluşturmaya başlamaktadırlar. Yapılan tüm analizler neticesinde, değişen koşullara ve taleplere göre hızlı bir şekilde yanıt verebilecek kapasite, malzeme ve işgücü planlaması oluşturulmaktadır.

Leagile stratejisini uygulamak isteyen şirketler Tedarik Zincirindeki oluşan kayıpları azaltmaya yönelik aksiyonlar gerçekleştirmelidir. Bu kayıpları azaltmak adına; hammadde ve yarı mamul tedariğine ilişkin sıralama ve çizelgeleme operasyonlarında stoklarını en az seviyeye indirgeyecek şekilde planlama ve uygulama yapmalıdırlar. Diğer bir kritik hamle ise, pazardaki değişken koşul ve taleplere anında yanıt verebilmek için fiziksel üretim ve dağıtım da çevik süreçlerin tasarlanmasıdır. Çeviklik sürecinde, satın almadan başlayarak fiziksel üretim ve dağıtım lojistiğinde, üretimi ve dağıtımı destekleyecek dijital süreçleri ile yapay zekâ çözümleri oluşturulan sistemin altyapısına entegre edilmelidir. Son olarak çeviklik hareketini gerçekleştirirken talep ve fiyat değişkenliklerine uyumlu çözümler yaratılmalıdır.

Yukarıda yer alan tablo da kombinasyonun sağlanması ile ortaya çıkan ayırt edici özellikler anlatılmaktadır. Tablo da yüksek kalite ve düşük maliyetin yanı sıra, ortaya çıkan israfı ortadan kaldırmaya odaklanan yalın kavramının, pazarın niteleyici koşullarını yarattığı ancak tek başına bu talebin esnekliğe yanıt vermeyi garanti edemediği görülmektedir. Bu süreçte Leagile kavramı ise, bizlere yalın kavramının yanı sıra bir tedarik zincirinde pazarın niteleyicisinin ve kazananı olarak talebe yanıt verme süresini ve hizmet düzeyi özelliklerini getirerek rekabetçi profili tamamlayan çevik stratejisinin de gerekli olduğunu anlatmaktadır.

Leagile stratejisini, temel olarak doğru belirlenmiş süreçleri bir taraftan yalınlaştırırken gerekli olan doğru noktalarda da çeviklik adına alternatif çözümler yaratabilme becerisi olarak düşünebiliriz.  Diğer taraftan da bir denge işi olarak bakabiliriz. Bu hibrit stratejisinin doğru bir tedarik zinciri kurgusu ve kavramların dengeli kullanılması ile süreçlerimizde bizlere başarı sağlayacağına inanıyorum.  Tedarik zinciri süreçlerimizde bir adım önde olmak için, Leagile hybrid stratejinin kullanılmasına ihtiyaç vardır. Leagile artık tedarik zincirinin en önemli felsefelerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

İNNOVA Kurumsal Eğitim ve Danışmanlık olarak sunduğumuz Tedarik Zinciri Yönetim Danışmanlığı konularında Leagile felsefesi ile ihtiyaçların tespit edilmesinden projelendirme aşamasına ve hatta saha uygulamalarına kadar ki süreçlerinizde E2E (uçtan uca) geniş bir servis yelpazesi ile rekabette bir adım önde olmanız için sizlere eşsiz bir müşteri deneyimi sunuyoruz.

Cemil ÇINAR

Kıdemli Tedarik Zinciri Danışmanı

INNOVA Eğitim & Danışmanlık

Kurucu / CEO